Birkaç hafta önce başlayan "kara avcılığı" av sezonunu takiben geçen haftada "su avcılığı" (deniz) av sezonu da açıldı. Amatör ve profesyonel avcılarımız tüfeklerini, fişekleri, köpeklerini, oltalarını ve ağlarını yüklenerek "mera" lara açıldılar. Kazasız, belasız bereketli avlar dileyelim ve "rastgele" diyelim. Avcılar, belki de yaptıkları işte rastlantının payının oldukça büyük olduğunu düşündüklerinden olsa gerek "rastgele" temennisini duymayı ve söylemeyi çok severler, hatta kimi yerlerde yöresel dil vurgusuyla "rastgeleyin" e dönüşmüştür bu ifade. "Haydin rastgeleyin" ve denizciler eklerler, "vira bismillah".

Av olayında zaman "gün" ile sınırlıdır. "Gün" ile ifade edilir. Örneğin; "Bugün" av iyi olmuştur. "Bugün" balık çok çıkmıştır.  Avın düzeyi birçok farklı sıfatla tanımlanabilir ama "bugün" hiç değişmez. Zaman bir gündür. O da "bugün"dür. Yaşanan güne biraz daha derinden baksak, bakabilsek. Gelecek günlerdeki daha bilinçli ve daha teknik avlar için, "bugün" içinde yapılanları, yaşananları ve sonuçları not düşsek bir yere, kayıt etsek. Havayı, suyu, güneşi, sisi ,yağmuru, rüzgarı ve daha birçok ayrıntıyı. Kullandığımız "av araçları" ve "mera" ile ve yardımcı unsurlarla ilgili detayları yazsak "av defterlerimiz"e. İyi bir av bizce, bir anlamda iyi bir zamanlamadır. İyi bir zamanlamanın da geri planında iyi bir bilgi birikimini gerektirdiğini düşünüyoruz. Bir sezon boyunca yapacağımız kayıtlar, çekeceğimiz fotoğraflar, tutacağımız günlükler, yıllar içinde bizim için değerli bir "veri havuzu" oluşturacak, daha bilinçli, daha teknik ve daha sistematik avlar yapacağız. Ülkemizde kara avcısı sayısının 220 binin üzerinde olduğunu, 1600'den fazla avcı derneği' nin faaliyet gösterdiğini, (2016 rakamları) denizlerimizde 60.000 çalışanla, binlerce teknenin yılda yaklaşık 300.000 ton (2017 rakamlarıyla) balık avladığını düşünürsek, olayın büyüklüğünü kayıt tutmakla oluşturacağımız bilgi havuzunun derinliğini belki biraz kavrayabiliriz. Derin Türkomer "Avcı Prenses Zeynep Halim ile Sohbetler" kitabında şöyle anlatmış av defterlerini.  Anlatılanlar Karacabey Harası ve Karaoğlan Köyü (Mustafakemalpaşa) civarlarındaki avlarla ilgili. Bir anekdot şöyle;

Fotoğraf 1*

"28 Aralık 1941. Poyrazbahçe (Karacabey Harası) hava açtı. Her taraf kar içinde. Saat 10:00'da pür-ümit ava başladık. Evvela merayı köpeksiz gezerek kolay kalkan kuşları toplayacaktık. Nihayet, kuşlar kalkmayınca köpekleri getirttik. Bulunduğum tarafa pek kuş gelmedi, ormana girdim. İlerledikçe kuşlar çoğaldı. Koruda güzel atışlar yaptım. Saat 12.20' de 21 kuş almıştım. Yemek yedik. Bir duble yapmıştım. Ava tekrar çabuk başladık. Hemen 9 daha vurdum. Güç ve güzel atışlar. Saat 1.15 de 40'ı buldum. 2 tane de ölü fakat kayıp. Üç ormanda bir de güvercin ve yüksek bir kız kuşu söndürdüm. Saat 3'te tam 52 çulluk vurmuştum. İlla 70'i bulmak istedim. İki gayet sarih yaralı. Fakat karanlık basmıştı. Çulluğa 167 tüfek atmıştım. Av 7,5 saat sürmüştü. Beraberlik rekorumuz kırılmıştı. Ben 68 , diğer arkadaşlarla toplam 152 kuş vurmuştuk."

Fotoğraf 2*

  Bir başka anekdot; "...ertesi gün varıyorlar Karaoğlan'a, bir eve yerleşip çırnıklarla akşam avına çıkıyorlar. Küçük kayıkara "çırnık" derler oralarda. Avcı hayli oynak olan cirniga binince, " evvela ürktüm fakat çabuk alıştım, mera fevkalade güzel, türlü hisler ve ümitler uyandırıyor" diye devam etmiş notlarına. Güzel de bir av yapmışlar. Buraya çulluk için geldik ördeğin zirvesini bulduk diyor. Pek keyiflenmiş artık. Hatta öyle ki İngiltere'de üzeri "Karaoğlan" yazılı bir "av defteri" bile yaptırmış. "

Fotoğraf 3*

Yakınımızdaki Doğal Güzellik (2) Manyas Kuş Cenneti Yakınımızdaki Doğal Güzellik (2) Manyas Kuş Cenneti
Günümüzden 110 yıl önce oluşturulmuş V. Kocareşit isimli avcı'nın yazdığı "bıldırcın" avları sayfasını da sizlerle paylaşıyoruz. Bu sadece "bıldırcın"sayfası. Tavşan, keklik, üveyik, çulluk, sülün, ördek, yayın, levrek, sazan, istavrit, hamsi, palamut ve diğerleri ile ilgili sayfaları ise henüz göremedik. Dileriz bir yerlere yazılmıştır, yazılıyordur... *Fotoğraf 1-2-3 Derin Türkomer'in "Avcı Prenses Zeynep Halim ile Sohbetler" kitabından alınmıştır.   Dr. Murat ÇUBUKÇU
Editör: Haber Merkezi