19 yaşındaki bu genç adam, kendisi gibi edebiyat meraklısı birkaç arkadaşıyla birlikte okul kantininde almıştı bu dergi çıkarma kararını. Zor bir işe soyunmuşlardı ama ilk sayıyı matbaadan aldıklarında başarmış olmanın gururu ve heyecanıyla çektikleri tüm sıkıntıları unutuverdiler. Çok sevinçliydiler ama bu sevinçleri bir hafta bile sürmedi.
Bir gün ders esnasında kapı çalındı. Gelen görevli hocadan izin aldıktan sonra sınıfa seslendi: ”Dekan bey Selçuk Şirin’i odasında bekliyor.” Şirin, Dekanın odasına girdiğinde, odada, dekan dışında, takım elbiseli iki kişinin daha olduğunu gördü. Dekan: ” Bu beyefendiler emniyetten, sana soruları var, dergi çıkarmışsın.” dedi. Görevliler yaptıkları kısa konuşmayla net mesajlar verip gittiler. Dekan onları uğurladıktan sonra, öğrencisini karşısına alıp aynı netlikte şu nasihati verdi: “Evladım, eğer başına bela almak istemiyorsan, bu yazı işlerini bırak, derslerine çalış.” Tam bir susturma, korkutma, sindirme anlayışı. Hani akademik özgürlük?
Bugün geldiğimiz noktada üniversitelerimizde -düşünce özgürlüğü alanında- daha da geriye gitmiş durumdayız Göteborg Üniversitesince bu yıl yayımlanan “akademik özgürlük endeksinde” en alt sıralardayız. Kuzey Kore, Türkmenistan ve Eritre ile aynı kategorideyiz. Bilim üretmesi gereken akademisyenler ya susuyor-susturuluyor ya da yurt dışına gidiyor.
Bu küreselleşme çağında, internet ve yapay zekânın dünyamızı inanılmaz biçimde değiştirmeye başladığı bir zamanda, geçmiş yılların eğitim anlayışıyla ne bugünü doğru şekilde kavrayabiliriz ne geleceğimizi zamanın ruhuna uygun şekilde inşa edebiliriz. Yeni bir zihinsel devrim çağına girdiğimiz gerçeğini kabul edip, yeni bir eğitim sistemi geliştirmeliyiz.
Selçuk Şirin’in dediği gibi: “ Sözcüklerin hızla eskidiği ve kavramların yetersiz kaldığı bu çağda, karanlıkta koşan insanlardan farkımız yok. Hangi yöne gidiyoruz, ne zaman bir duvara çarpacağız, haberimiz yok.” Ne yapmalıyız? İşte bu noktada Selçuk Şirin bize yol gösterebilir. Çünkü o, dünyanın önde gelen üniversitelerinde en üst düzeyde bu işin eğitimini aldı.
Bu yolda yaptığı çalışmalara ve yazdığı çok değerli kitaplara geçmeden önce, kendisini kısaca tanıtmak isterim. Eğitimci, akademisyen, istatistik ve davranış bilimleri uzmanı Prof. Dr. Selçuk Şirin, Ardahan’ın Yiğitkonağı köyünde dünyaya geldi. Tarih: 24 Kasım 1969. İlkokulu doğduğu köyde, liseyi Göle’de bitirdi. ODTÜ’ den lisans, ABD New York Eyalet Üniversitesi SUNY’den yüksek lisans ve Boston College’dan doktora derecesi aldı. Akademik kariyerine ABD’de devam etti. Bu, son iki okuldan “Öğretim Üyesi Mükemmeliyet Ödülü” aldı. 100’ü aşkın bilimsel yayına imza attı. Eğitim alanında çok sayıda ödülün sahibi plan Şirin, 2015’te ABD Bilimler Akademisi Çocuk, Ergen ve Aile Komisyonu’na seçildi.
New York’taki göçmen çocuklar, ABD’deki Müslüman gençlik, Norveç ve Türkiye’deki mülteciler üzerine bilimsel araştırmalar yaptı. Halen, New York Üniversitesi’nde “Çocuk Gelişimi ve İstatistik Dersleri” veriyor. Uzun zamandır tüm bilimsel alandaki bilgi ve birikimini yazılarıyla, kitaplarıyla konuşmalarıyla kendi ülkesinin hizmetine sunuyor. Her kitabı, özellikle eğitimciler, öğrenciler ve ebeveynler tarafından okunmalı diye düşünüyorum.
KİTAPLARI:
1.Şirin Okul Öncesi Seti: (5 kitap)
2.Yetişin Gençler: Ergenlikten Yetişkinliğe Geçiş Kılavuzu.
3.Yetişin Çocuklar: Bebeklikten Ergenliğe Geçiş Kılavuzu.
4. Selçuk Şirin Kitaplığı: Okul Öncesi Seti (4 kitap)
5. Yol Ayrımında Türkiye: Ya Adalet Ya Sefalet.
6. Bir Türkiye Hayali.
7. Bakışınızı değiştirecek 5 Deney: İNSAN
8.Bir Mutluluk Reçetesi.