Dünyanın bugünlerdeki en önemli sorunlarından olan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı, Sıtma tedavisinde kullanılan Klorokin ve Hidroksiklorokin içeren ilaçların, hastalığın tedavisinde faydalı olduğu söylentisi bu ilacı popüler hale getirdi. Şu anda toplumun unuttuğu, Sıtma hastalığı Cumhuriyetin ilk yıllarında Mustafakemalpaşa’nın en önemli halk sağlığı sorunlarından birisi olup özellikle 1940’lı yıllarda ilçemizde en ölümcül hastalıklardan birisiydi.
Tropik bölgelerde yaygın görülen Sıtma hastalığının geçmişi Milattan öncesine kadar uzanmaktadır. Genellikle Anopheles cinsi dişi sivrisineklerin insanı sokmasıyla bulaşan ve ateş nöbetleri ile seyreden ve insan hayatını tehdit eden hastalıktır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Mustafakemalpaşa’nın büyük bölümü sıtma bölgesi olan ovalık bölgelerde yaşıyordu. Mustafakemalpaşa çayının yatağından taşması sonucu oluşan göl ile bataklıklarda ve Ulubat gölünün kenarlarındaki çeltik ekilen arazilerde çoğalan sivrisinekler sıtmanın artmasına neden oluyordu. Özellikle Karaoğlan’daki geniş bataklıklar nedeni ile Karaoğlan köyündeki sıtma vakaları çok yüksekti. Sıtma ile mücadele için gölcükler ve bataklıklarda mazotlama yapılmasına rağmen sonuç alınamadı.
1936-1940 arası Mustafakemalpaşa’da sıtma hastalığının en fazla olduğu ve 1940-1943 arası da sıtmadan en fazla kaybın verildiği dönemdir. Mustafakemalpaşa’da 1940 yılında 13.411, 1941 de ise 17.043 hasta sıtma tedavisi görmüştür. 1942 yılında Mustafakemalpaşa’da sıtma ile kuvvetli bir mücadele verildi. 11.697 sıtma hastası tedavi edildi. Çeltik ekimi ova köylerinde sıtmayı salgın halinde yaydığı ve ölüme sebebiyet verdiği için yasaklandı. Bunun sonucu olarak salgın azaldı. Alınan önlemlerle sıtmalı hasta sayısı 1943 yılında 7920 ye, 1944 yılında ise 4314’e düştü ve 220 hastaya da sıtma iğnesi vuruldu. 1945 yılında Mustafakemalpaşa’nın en önemli sıtma yuvası olan Karaoğlan bataklığının kurutulması için köylülerin yardımı ve 1446 işçi çalıştırılarak bataklık kurutuldu. 4335 sıtma hastası tedavi altına alındı.
21 Şubat 1946 tarih ve 4871 sayılı “Sıtma ile Savaş Yasası” ile görevlilere birçok yetki verildi. Sıtma görevlilerinin evlere girme yetkisi vardı. 18-60 yaş arası erkekler de yılda beş (5) gün bataklıkların kurutulmasında çalışmak veya beş (5) günlük işçi ücretini ödemek zorundaydılar. 1946 yılında 4948 sıtma hastası tedavi altına alındı. Halkevi Başkanı Dr. Yusuf Ünsal ve Sıtma Mücadele doktoru İbrahim Yeşilipek, 5 sağlık memuru ile köyleri dolaşarak sıtma ve ishal ilâçları dağıttılar.
1947 yılında 3060 kişi,1948 yılında ise 834 hasta tedavi edildi. Aynı yıl hastalığın önlenmesi için evler, ahırlar, camiler ve hayvan ahırları ve 1370 köy evi D.D.T. ile dezenfekte yapıldı.
1949 yılında Sıtma ile mücadele
1950 li yıllarda Sıtma Savaş Teşkilatı
Sıtma Savaş memuru Refik Örücüoğlu ile ilgili haber 1955
1970 li yıllarda Sıtma
Türkiye’deki Sıtma vakalarının yıllara göre dağılımı (1926-2002)





