EĞİTİM

Sınav Aileleri Bu Önerilere Dikkat!

Gerek liselere geçiş, gerekse üniversiteye giriş imtihanı öncesi milyonlarca öğrenci sınav kaygısından dertli. Çocuklarında sınav kaygısı olan veliler, çareyi psikologlarda arıyor.

Abone Ol
"Sınav kaygısının ilacı her gün 1 dakika samimi iletişim" Ebeveynlere yönelik aile içi iletişim seminerleri de veren Halil Turan, “Türkiye’nin birçok ilinde ebeveynlere yönelik aile içi iletişim seminerleri veriyorum. Seminer esnasında “Çocuklarınızla her gün en az 1 dakika sınav, test, okul, ders, ödev konularına girmeden, sadece onun halini, ahvalini, gününün nasıl geçtiğini, hayallerini konuşanlar el kaldırsın” diye sorduğumda yüzlerce kişi arasından 1-2 kişi ancak çıkıyor. Evde çocuklarla sohbet ederken ilk soruda hal hatır sorulsa da hemen ardından dersler, sınavlar, okul soruluyor. Anne-baba çocuğuyla her gün fazla değil sadece 1 dakika eğitim dışında sohbet etse, çocuklar rahatlayacak. Varsa özel sorunları ailesiyle paylaşacak. O meseleyi içinde büyütmeden, ailesinin de desteği ile çözüme kavuşturabilecek” dedi. Turan, “Sınav kaygısından dolayı çocuklara verilen ilaçların bazıları, onları rahatlatmak yerine beyinlerini uyuşturmakta, uyku bozukluklarına, dikkat dağınıklığına, mantık gücünü zayıflatmasına sebebiyet vermekte. Bu ilaçları alınca mutlaka bir para ödenir. Parayla almamıza rağmen bu ilaçlar sınav kaygısına çare değil. Bu işin tek ilacı var, o da bedava olan aile içi doğru ve bilinçli iletişim. Ebeveynler, çocuklarıyla ilgili tüm ön yargıları mutfaktaki çöp kovasına atmalı. Çocukları hangi yaşta olursa olsun her gün onları karşılarına almalı. Onlarla aynı seviyede oturup, göz teması kurarak sohbet etmeli. Sohbet sürecinde onlara bir yargıç edasıyla değil de anne şefkati ve baba merhametini tattırarak yaklaşmalı. Anne, evladını bağrına basarak o anne şefkatini çocuğun beynine pozitif enerji olarak vermeli. Baba, evladının başını okşayarak o avuç içerisindeki sıcaklıkla merhametini ona hissettirebilmeli” diye konuştu. İnsanlarda, çocuklarını başkalarıyla kıyaslama hastalığının yaygınlaştığını ifade eden Turan, “Çocuklarını birbiriyle veya akrabalarıyla, arkadaşlarıyla kıyaslamak yerine, onları kendileriyle değerlendirmeli. Kendileriyle yarışması için teşvik etmeli. Çünkü her çocuk farklı sağlık şartlarına, farklı maddi imkana, en önemlisi de farklı zekaya sahiptir. Burada dikkat edilmesi gereken konu; ebeveynlerin, çocuklarının sahip oldukları zeka türünü keşfedip, o alanda başarılı olmasına katkı sağlamalarıdır” şeklinde konuştu. (İHA)